Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen (VDL), ikinci kez başkanlık koltuğuna oturdu ama, 9 Haziran’daki seçimlerden bu yana geçen 11 haftada ancak kendisiyle birlikte görev alacak sair Komisyon üyelerinin isimlerini belirleyebildi. Bu kişilerin şimdi Avrupa Parlamentosu’nun (AP) onayını almaları gerekiyor. Her şey yolunda giderse, Aralık başında göreve gelecekler. VDL isimlerin seçimi ile görev dağılımında üç hususa dikkat etti. Birincisi 9 Haziran AP seçimlerinin neticeleri ve seçmenin verdiği mesaj. Nitekim AB seçmeni Komisyon’un düzensiz göçe daha fazla önem vermesini ve AB’ye yasadışı göçmen akınlarını durdurmasını istedi. Seçmenin ikinci mesajı da AB’nin yeniden rekabet gücüne sahip olması. Zira AB, teknoloji ve savunma alanlarında, ABD, Çin, Japonya ve Kore gibi ülkelerin gerisine düşmeye devam ediyor.
Nitekim Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte AB’nin savunma sanayisindeki eksiklikleri de ortaya çıktı. Teknolojik açıdan ABD düzeyinde olmasa bile, fena değil, ancak üretim kapasitesi berbat. Bu eksikliği gidermek üzere ‘hızlı’ bir çalışma gerçekleştirildi, ancak eksiklikler devam ediyor. Tüketiciye yönelik teknolojik yenilikler konusunda da maalesef AB, ABD, Japonya ve Çin’in biraz gerisinde, makas da açılıyor.
VDL, güvenlik, rekabet ve iklim değişikliği gibi konu başlıklarının her birine, 3 komisyon üyesi atadı. Görünüşte çok çekici gelebiliyor ancak her konuya atanan üyeler arasında siyasi görüş farklılığı yok değil. Anlaşmaları da zor olacak gibi görünüyor. Örneğin rekabetten, sanayi ve teknolojik bağımsızlıktan sorumlu komisyon üyeleri, İspanyol sosyalist Teresa Ribera, Fransız liberal Stephane Séjourné ve Finli muhafazakar Henna Virkunen.
İçişleri, güvenlik ve göçmenlerden sorumlu üyeler arasında da yine aynı coğrafi ve felsefi farklılık bulunuyor. 3’lü kümeler halinde görevlendirilen Komisyon üyelerinin aralarında görüş mutabakatı sağlanması oldukça zor. Bu sayede de her konuda nihai kararı VDL alacak. Böylece VDL, hem seçmenin beklentilerini karşılamış oluyor, hem AP’deki siyasi dengelere riayet etmiş oluyor, hem de kontrolü elinden bırakmamış oluyor. Bu sistem işler mi, bilinmez. Ancak AB’nin teknolojik olarak öncü olması ve Ar-Ge’ye hızla para harcaması gerekiyor. Çünkü AB’nin teknoloji konusunda ABD ve Çin’le arasında açılan makası kapatmasının yolu ucuz ithalat, ucuz istihdam veya ucuz para birimine dayalı kur rekabeti değil; katma değeri yüksek ürünler üretmesi. Bu alanda bir ivme olması halinde, AB hem rekabet gücünü yeniden yakalar, dünyada söz sahibi olmaya devam eder, hem de yasadışı göçmenler göze batmaz.
Görünmeyen cephe: İstihbarat
Rusya’nın Avrupa ve NATO’ya gözdağı vermek amacıyla sürdürdüğü Ukrayna işgalinde savaş sadece muharebe alanında değil, görünmeyen bir cephe olan istihbarat alanında da tüm hızıyla sürüyor. Sondan başlamak gerekirse, Burkina Faso’nun başkenti Ouagadougou’da Fransız dış istihbarat servisi DGSE’nün dört çalışanı gözaltına alındı. Burkina Faso ile Fransa arasında geçmişte imzalanmış olan istihbarat işbirliği anlaşması çerçevesinde resmi olarak eğitim amaçlı kente giden 4 Fransız görevli ülkeye diplomatik vize yerine e-vize ile giriş yaptıkları gerekçesiyle tutuklandı. Yüzbaşı İbrahim Traore’nin iktidarı ele geçirdikten sonra Rusya ile yakınlaşması sonucunda Fransa’nın ülkedeki güvenlik birimleri istenmeyen adam olarak ilan ediliyor. Moskova’da ise insani yardım alanında çalışan bir başka Fransız olan Laurent Vinatier, ülkeye giriş yaptıktan sonra kayıt yaptırmadığı gerekçesiyle yabancı ajan muamelesi görerek 5 yıl hapis istemiyle tutuklandı. İngiltere’de de ilk kez CIA Direktörü Wiliam Burns ile MI6 Başkanı Richard Moore kamuya açık bir güvenlik konferansında beraber göründüler. Yetmedi, Moore İngiliz televizyonuna iki teşkilat arasındaki işbirliği ve geleceğe yönelik tehditler konusunda ipuçları verdi. Tabii ki Rusya ve bir ölçüde Çin’i işaret ederken, istihbarata daha fazla kaynak harcanması gerektiğinin altını çizdi. Bunca kaynağa rağmen, Rusya’nın NATO üyelerine yönelik hasmane tavırları dinmiyor. Nitekim Belçika askeri istihbaratı da 2020-2024 yılları arasında toplam 177 kişinin güvenlik belgesini iptal etmek mecburiyetinde kaldığını açıkladı. Bu, Rusya’nın müttefikleri sıkıştırma çabasına girdiğini ve ‘zayıf halkalara’ saldırmaya çalıştığını gösteriyor. Ancak bu alanda müttefikler arasında oldukça iyi bir dayanışma var.